Cemre
Bu kadar kar yağar da, gözümüz kamaşmaz mı? Kamaşır elbet. Karların arasında dolaştıktan sonra kapalı bir mekana girince, içerdeki ışık yetersiz gelmez mi? Gelir elbet. Zevk için karlarda dolaşan, kayak yapan, kızak kayan, kardan adam yapanların az ötesinde, üzerinde paltosu, ayaklarında kalın çorabı ya da botu olmayan, ayaklarında incecik naylon ayakkabı, üzerinde bilmem kaç kış önce babaanne tarafından örülmüş kolsuz yelekle karların arasında dolaşırken, yine de gülümseyebilen minik kızın kıpkırmızı yanacıklarına özenilmez mi? Özenilir elbet. O gülümseyen gözlerin parlaklığına imrenilmez mi? İmrenilir elbet. Bu cuma birinci cemre düşüyor.. Havaya. İkincisi bir sonraki cuma düşecek... Suya. Daha sonraki cuma ise sonuncu... Toprağa. Üç cemrenin üçü de düşecek. Ayaklarında incecik naylon ayakkabılarıyla karların arasında titreyerek ama yine gülümseyerek dolaşan küçük ve güleryüzlü kızın, ailesiyle birlikte mutlu olduğu anlar değil midir bu düşüşler? Titremeler azalacak... Evdeki sobaya