ERKEK DENİZİNDE KADIN GEMİLER
ERKEK DENİZİNDE KADIN GEMİLER
Mart başında tüm kitapçılarda...
Kadınların toplumsal yaşamdaki yerini kim belirliyor?
Kendileri mi? Yoksa erkekler mi?
“Denizde neden daha çok erkek görüyoruz, neden kadınlar daha az?”
sorusuna yanıt ararken ortaya çıkan tablo hiç de iç açıcı değil: Kadınlar,
sadece gemilerde/teknelerde değil, zaten nerede daha fazlalar ki? Erkekler
nerede, ne kadarına izin vermişler, tıkadıkları yolları ne kadar açmaya
çalışmışlar ki? Erkek Denizinde Kadın Gemiler işte bu tabloyu tarihsel
kanıtları ve tanıklarıyla gözler önüne seriyor.
Denize
açılan herkes bilir ki, seyir sırasında kuralları deniz koyar. İstediği zaman rüzgârıyla
çullanır, istediği zaman gürler, istediği zaman uğuldar, istediği zaman da
sükûnete bürünür. Denizci ya da gemi, denizin bütün hallerine ayak uydurmak,
uyum sağlamak zorundadır. Denizin kurallarına boyun eğerek, onun gücü önünde
şapkalarını çıkartıp ceketlerini ilikleyerek hayatta kalmayı sürdürür gemiler.
Erkekler
belki de binlerce yıldır “kadın, deniz
gibidir” deyip duruyorlar.
Ama
aslında “deniz gibi” olan erkekler!
Kural
koyan, “denizci” veya “gemi” olarak kabul edebileceğimiz kadınların hayatlarını
zorlaştıran, esen, gürleyen, uğuldayan ta kendileri.
İzin
veren, lütfeden, hem arzı hem de talebi belirleyen ve hükmeden onlar.
Erkek
denizinde boğuşup duruyor kadın gemiler.
Erkeklerin
yarattığı dünyada, hayatta kalmaya çalışıyor kadınlar.
Dünya
nüfusunun bir yarısı, diğer yarısı üzerinde haksızca hüküm sürüyor.
En
başından beri!
Tayfun TİMOÇİN
Geoturka.com
Yorumlar